Depresyon ve Kaygı Bozukluğu

• Depresyon ile anksiyete bozukluğu arasındaki fark nedir?
• Kaygı bozukluğu nasıl anlaşılır ve tedavi süreci nasıl işler?
• Çocuklarda anksiyete belirtileri nelerdir?

Depresyon ve Kaygı Bozukluğu

Depresyon ve kaygı bozukluğu, ruh sağlığını etkileyen iki temel rahatsızlıktır. İkisi de bireyin yaşam kalitesini derinden etkileyebilir ve farklı semptomlarla kendini gösterir.

• Depresyon ile anksiyete bozukluğu arasındaki fark nedir?

Depresyon ve anksiyete bozukluğu birbirinden farklı ancak bazen bir arada görülebilen durumlar olarak karşımıza çıkar.

• Depresyon, bireyin kendisini sürekli olarak mutsuz, umutsuz ve çaresiz hissetmesine neden olur. Enerji kaybı, ilgi eksikliği ve günlük aktivitelerde keyif alamama ile kendini gösterir. Düşünce yapısı genellikle geçmiş odaklıdır; birey geçmişte yaşadığı olumsuzluklara odaklanır.
• Kaygı bozukluğu (anksiyete) ise bireyin sürekli olarak gelecekte kötü bir şey olacağından korkmasıyla karakterizedir. Sürekli endişe hali, fiziksel belirtiler (çarpıntı, terleme, titreme) ve kontrolsüz bir korku hissi bu bozukluğun temel belirtileridir. Depresyon geçmiş odaklı iken, kaygı bozukluğu daha çok gelecek odaklıdır.

• Kaygı bozukluğu nasıl anlaşılır ve tedavi süreci nasıl işler?

Kaygı bozukluğu, bireyin günlük yaşamını olumsuz etkileyen yoğun endişe ve korku ile kendini gösterir. Belirtiler arasında:

• Sürekli bir tehdit algısı,
• Uykusuzluk veya huzursuz uyku,
• Kas gerginliği ve mide rahatsızlıkları,
• Yoğun bir stres hissi sayılabilir.

Tedavi sürecinde genellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) ön plandadır. Bu terapi yöntemi, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmesine ve korkularıyla başa çıkmasına yardımcı olur. Gerekli durumlarda, kısa süreli ilaç tedavileri de eklenebilir. Rahatlama teknikleri (nefes egzersizleri, gevşeme çalışmaları) ve yaşam tarzı değişiklikleri (düzenli uyku, sağlıklı beslenme, egzersiz) tedaviyi destekler.

• Çocuklarda anksiyete belirtileri nelerdir?

Çocuklarda anksiyete bozukluğu, yetişkinlere göre farklı şekillerde kendini gösterebilir. Belirtiler şunlardır:

• Sürekli endişeli görünme,
• Karın ağrısı, baş ağrısı gibi fiziksel şikayetler,
• Yalnız kalma korkusu,
• Uyku problemleri ve kâbuslar,
• Sosyal ortamlarda çekingenlik ve içe kapanma,
• Okul reddi veya derslere konsantre olamama.

Bu belirtilerin sürekli olması durumunda, bir çocuk psikiyatristi veya psikologdan destek almak önemlidir. Erken müdahale, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimi için kritik öneme sahiptir.